Koşucularda Aşil Tendon Ağrısı: Diz Biyomekaniği ve Yaralanma Riskine Dair Yeni Bulgular
- Gülşah Başandaç
- 16 Ağu
- 3 dakikada okunur
Anahtar Noktalar

İlk temas ve orta duruş (midstance) fazında daha fazla diz fleksiyonu, Aşil tendonu (AT) ağrısı gelişimi için anlamlı bir öngördürücü bulunmuştur.
Diz fleksiyonundaki her 1 derecelik artışın, AT yaralanması riskinde %15 artış ile ilişkili olduğu saptanmıştır.
Bu durum, antrenmanlarda kısıtlanmaya veya koşunun tamamen bırakılmasına yol açabilmektedir.
Aşil Tendon Yaralanmaları
Aşil tendonu (AT) ağrısı, koşuya bağlı yaralanmaların yaklaşık %22’sinde görülmektedir. Aşırı yüklenmenin, özellikle yüklenme fazında artmış dorsifleksiyon ve eversiyon ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Diğer bir ilişkili faktör ise diz fleksiyonudur. Ancak, kesitsel ve retrospektif çalışmalar çelişkili sonuçlar göstermiştir. Bu nedenle ayak bileği ve diz biyomekaniğinin sebep mi yoksa sonuç mu olduğu netlik kazanmamıştır. Ayrıca, konuyla ilgili prospektif çalışmalar sınırlıdır.
Bu çalışmanın amacı, düşük hacimli rekreatif koşucularda, bir yıllık takip süresinde biyomekanik değişkenlerin AT ağrısı gelişimi ile ilişkisini belirlemektir.

Aşil Tendon Yaralanması ve Biyomekanik İlişkisi
Çalışmaya 108 koşucu (18–65 yaş arası) dahil edilmiştir. Önceden koşuya bağlı yaralanma öyküsü olan veya haftada 51 km’den fazla koşan bireyler dışlanmıştır. Katılımcılar bir yıl boyunca haftalık olarak takip edilmiştir.
AT yaralanması tanımı: Aşil tendonu bölgesinde tıbbi değerlendirme gerektiren veya koşunun durmasına/değişmesine neden olan ağrı.
Biyomekanik analiz: Alt ekstremite kinematik ve kinetik verileri kaydedilmiştir. Özellikle ilk temas ve orta duruş fazında eklem açıları incelenmiş, sagital plandaki maksimum açı değerleri analiz edilmiştir.

Çalışmanın Bulguları
Bir yıllık takip sonunda 103 katılımcı (%95) çalışmayı tamamlamıştır.
AT ağrısı insidansı: 31 katılımcı (%30) AT ağrısı bildirmiştir.
18 kişi (%17) her iki alt ekstremitede
8 kişi (%8) sadece sağ alt ekstremitede
5 kişi (%5) sadece sol alt ekstremitede
Katılımcıların ortalama yaşı: 35 yıl.
Cinsiyet dağılımı: %37 erkek, %25 kadın.
Biyomekanik bulgular:
AT ağrısı olan koşucularda duruş fazında daha fazla ayak bileği dorsifleksiyonu,
İlk temasta daha fazla diz fleksiyonu,
Orta duruşta maksimum diz fleksiyonu bulunmuştur.
➡️ Sonuç: İlk temas ve orta duruşta daha fazla diz fleksiyonu, AT yaralanmasının anlamlı öngördürücüleridir.
Şekil: Diz Fleksiyonu ve Eksternal Moment Kolu

Şekil, artan diz fleksiyonunun diz ekleminde daha büyük bir eksternal moment kolu oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum, etkin mekanik avantajı (EMA) azaltmakta ve Aşil tendonuna binen yükü artırmaktadır.
Çalışma hakkındaki limitasyonlar :/
AT yaralanmaları klinik tanıya dayalı değil, anketlerle belirlenmiştir.
Antrenman yükü ve maruziyet miktarı dikkate alınmamıştır.
Sadece sağ alt ekstremite biyomekaniği analiz edilmiştir.
Yorgunluk altında koşu analizi yapılmamıştır.
Katılımcılar, laboratuvar koşullarında standart nötr ayakkabılarla değerlendirilmiş; kendi ayakkabıları kontrol edilmemiştir.
Bir yıllık takip süresince biyomekanik değişim olasılığı değerlendirilmemiştir.
Çalışmadan Klinik Çıkarımlar
Bu çalışmada, AT ağrısı insidansı %30 olarak bulunmuş ve literatürde bildirilen oranlardan (7–22%) yüksek olduğu görülmüştür. Araştırmacılar, bu farkın yokuşlu parkurlarda koşan katılımcılardan kaynaklanabileceğini belirtmiştir.
Temel biyomekanik sonuç: AT ağrısı yaşayan koşucular daha fazla diz fleksiyonu ve ayak bileği dorsifleksiyonu göstermiş olsa da, sadece diz fleksiyonu anlamlı risk faktörü olarak bulunmuştur.
Bu bulgu, gastroknemius kasının uzunluk-gerilim ilişkisiyle açıklanmaktadır. Gastroknemius, tam diz ekstansiyonunda en yüksek kuvvet üretim kapasitesine sahiptir. Daha fazla diz fleksiyonu ve dorsifleksiyon durumunda bu ilişki dezavantajlı hale gelmekte, böylece kuvvet üretiminde diz fleksiyon artışı ile soleus kasının rolü artmaktadır.
Ayrıca, derin tendon liflerinin çoğunlukla soleustan kaynaklandığı ve özellikle insersiyonel tipte AT ağrısında sorunun daha çok soleus kaynaklı olduğu yönündeki teoriyi bu çalışma desteklemektedir.
Son olarak, artan diz fleksiyonu ile birlikte diz ekleminde daha büyük eksternal moment kolu oluşması, AT üzerindeki yüklenmeyi artırmaktadır. Gövde pozisyonu da önemli bir etkendir:
Dikey gövde diz stratejisini, öne eğik gövde ise kalça stratejisini göstermektedir. Gluteus maximus’un güçlendirilmesi ve 10° öne eğik gövde postürünün yeniden eğitilmesi, dizin geriye çekilmesini sağlayarak eksternal moment kolunu ve Aşil Tendonu üzerindeki yükü azaltabilir.
Kaynaklar
Skypala J, Hamill J, Sebera M, Elavsky S, Monte A, Jandacka D (2023). Running-Related Achilles Tendon Injury: A Prospective Biomechanical Study in Recreational Runners. J Appl Biomech, 39(4), 237–245.
Hein T, Janssen P, Wagner-Fritz U, Haupt G, Grau S (2014). Prospective analysis of intrinsic and extrinsic risk factors on the development of Achilles tendon pain in runners. Scand J Med Sci Sport, 24(3): 201–212.
Messier SP, Martin DF, Mihalko SL, et al. (2018). A 2-year prospective cohort study of overuse running injuries: The Runners and Injury Longitudinal Study (TRAILS). Am J Sports Med, 46(9): 2211–2221.
Kluitenberg B, van Middelkoop M, Smits DW, et al. The NLstart2run study: incidence and risk factors of running-related injuries in novice runners. Scand J Med Sci Sports.
Nielsen RØ, Rønnnow L, Rasmussen S, Lind M (2014). A prospective study on time to recovery in 254 injured novice runners. PLoS One, 9(6).
Lagas IF, Fokkema T, Verhaar JAN, Bierma-Zeinstra SMA, van Middelkoop M, de Vos R-J (2020). Incidence of Achilles tendinopathy and associated risk factors in recreational runners: a large prospective cohort study. J Sci Med Sport, 23(5): 448–452.
Yorumlar